eşlerde mal rejimi
I. GİRİŞ
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu ile eşler arasındaki mal rejimleri yeniden
düzenlenmiş ve eski yasal mal rejimi olan Mal Ayrılığı rejimi anlayışı terk
edilmiştir. Bunun yerine, 01 Ocak 2002, kanunun yürürlük tarihinden itibaren, aksine
sözleşme yapılmadıkça Yasal Mal rejimi olarak Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi kabul
edilmiştir.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, "Mal rejiminin devamı süresince, eşlerin emek ve
karşılığını vererek edindikleri malvarlığı değerlerinin (hangi eş üzerinde kayıtlı
olduğu farketmeksizin), mal rejiminin sona ermesi (başka rejime geçme, evliliğin
boşanma, iptal ya da ölümle sona ermesi vs.) hallerinde eşler arasında kural olarak
eşit paylaşımı" kabul edilmiştir. Eşlerin, evlilik içerisinde elde edinilen ve karşı
eş adına kayıtlı bulunan malların değerinin yarısını isteme hakkına (katılma
alacağı) sahip olduğu kabul edilmiştir.
II. KAVRAM VE KAPSAM
Mal rejimi: Eşlerin evlilik esnasında ve evlilik süresince sahip oldukları mal
varlıklarının yönetimi, tasarrufu ve birbirilerinden olan hak ve alacakları ile
sorumluluklarını ve yine eşlerin sözleşme serbestisinin sınırları, evliliğin devamı
esnasında ve evlilik sona erdiğindeki malvarlığı durumlarını, malların tasfiye
esasını belirleyen kurallara denir.
Mal rejimi sözleşmesi: Eşlerin, kanunda yazılı mal rejimelrinden birini seçmek için
aralarında yaptıkları sözleşmeye denir.
Eşler, Mal Rejimi Sözleşmesi yaparak, Kanunda belirlenmiş olan seçimlik mal
rejimlerinden birini seçebilecekleri gibi, yine sözleşme ile kanunda yasal mal
rejimi olarak belirlenmiş Edinilmiş Mallara Katılma Rejimini de seçebilirler.
Her durumda da eşler sözleşme ile belirledikleri mal rejiminde kanunun belirlediği
sınırlar içerisinde (sözleşme serbesitisinin sınırları) değişik kurallar kabul
edebilirler. Eşler, tabi oldukları mal rejimini, aralarında sözleşme yaparak her
zaman değiştirebilirler.
III. MAL REJİMİ TÜRLERİ
1. Akdi Mal Rejimi
Eşler evliliğin tabi olacağı mal rejimini bir sözleşme ile belirleyebilirler. Ancak
eşler bu konuda sözleşme serbestisine sahip olmayıp ancak kanunda tipleri belirlenen
mal rejimlerinden birisini seçebilirler.
MADDE 204.- Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından
yapılabilir.
Küçükler ile kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar.
Kanunda düzenlenen sözleşme ehliyeti, evliliğin daha küçük yaşlarda da yapılabilmesi
nedeniyle, kanun koyucu ergin olmayı aramamış, ayırt etme gücüne sahip olmayı
yeterli saymıştır.
Mal rejimi sözleşmesi yapma kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Bu sebeple yasal
temsilci, ilgili eş adına temsilen mal rejimi sözleşmesi yapamayacaktır. Eşler mal
rejimi sözleşmesini bizzat yapmak zorundadır. Mal rejimi sözleşmesinde bilgili eş
velayet altında ise veli tarafından, kısıtlı ve kendisine vasi atanmışsa vasi
tarafından bu rızanın verilmesi gerekir.
Eşler evlenmeden önce veya sonra noterde (düzenleme veya onaylama şeklinde)
yapacakları mal rejimi sözleşmesiyle, kanunda gösterilen akdi mal rejimlerinden
birini, ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilirler veya evlenme başvurusu
sırasında, yetkili evlendirme memuruna hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak
bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin bizzat taraflarca yapılması zorunludur, vekil aracılığıyla
mal rejimi sözleşmesi yapılamaz.
2. Kanuni Mal Rejimi
MADDE 202.- Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul
edebilirler.
Kanun hükmüne göre eşler, mal rejimine ilişkin bir sözleşme yapmamışlarsa,
aralarında kanun gereği "edinilmiş mallara katılım" rejimi geçerli olur. Diğer ifade
ile, Noterde bir mal rejimi sözleşmesi yapmamışlarsa veya evlenme başvurusu
sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yetkili evlendirme memuruna yazılı olarak
bildirmemişlerse, evlenme tarihinden geçerli olmak üzere, yasal mal rejimi olan
edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olurlar.
Yargıtay'ın vermiş olduğu güncel bir kararda da, eşlerin boşanma davası açıldığı
tarih itibariyle, eşler arasında bir mal rejiminin seçilmemiş olması halinde, mal
rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılım rejiminin geçerli
olduğu belirtilmiştir .
Yargıtay'ın aynı yönde vermiş olduğu bir başka daire kararına göre ise de, eşler
evlenmelerinden itibaren bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmez ise kabul etmiş
oldukları mal rejimin yasal mal rejimi olacağı belirtilmiştir .
a) Edinilmiş mallar
Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde
ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım
amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel malların gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
b) Kişisel mallar
i) Kanun gereğince kişisel mallar şunlardır:
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya
a. Bir eşin sonradan miras yoluyla ya da
b. Herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı
değerleri,
3. Manevi tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler
5. TMK 228/f.2 gereği tazminat veya toptan ödemeden kalan yaşam süresini
karşılayacak değer (doktrinde baskın görüşe göre kişisel mal olarak kabul
edilmektedir).
MADDE 228/II: Eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca
yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan
tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal
yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal
rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye
çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba
katılır.
ii) sözleşmeden dolayı kişisel mallar:
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti
sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerlerinin
kişisel mal varlığı sayılacağını kabul edebilirler.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara
dahil olmayacağını da kararlaştırabilirler.
c) her iki eşin ortak (paylı) mallarında ve eşlerin paylı mülkiyeti sayılacak
mallarında durum
Eşlerin paylı mülkiyetinde mallar olabileceği gibi, ispat kuralı gereği eşlerin
paylı mülkiyetinde sayılacak mallar da olabilir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat
etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların
paylı mülkiyetinde sayılır.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet
konusu maldaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz.
Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda
öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu
ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine
verilmesini isteyebilir.
IV. MAL REJİMİNİN SINIFLANDIRILMASI
A. Olağan Mal Rejimi
Zorunlu olarak başka bir mal rejiminin seçildiği ya da başka bir mal rejimine
geçildiği haller hariç, edinilmiş mallara katılma rejimi, paylaşmalı mal ayrılığı ve
mal ortaklığı rejimleri olağan mal rejimleridir.
B. Olağanüstü Mal Rejimi
Kanunun belirttiği olağanüstü durumlarda, mal ayrılığı rejiminin doğrudan ya da
hâkim kararıyla veya eşlerden birisinin isteği üzerine belirlendiği durumlarda
olağanüstü bir mal rejiminden söz edilir. Şu hale göre olağanüstü mal rejimi sadece
mal ayrılığı rejimidir. Zira olağanüstü durumlarda seçilen/geçilen mal rejimi mal
ayrılığı rejimidir.
1. Genel Olarak Olağanüstü Mal Rejimine Geçiş
a. Eşlerin Talebi İle
Haklı bir sebep varsa, hakim eşlerde birinin isteği üzerine, mevcut mal rejiminin
mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir. Bu durum TMK'da şu şekilde hüküm altına
alınmıştır.
MADDE 206.- Haklı bir sebep varsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal
rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Özellikle aşağıdaki hallerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş
olması,
2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş
olması,
3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için
gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık
malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi
de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
Kanun hükmünden hareketle emsal teşkil etmesi açısından Yargıtay 8. Hukuk
Dairesi'nin yakın zamanda vermiş olduğu bir kararda, eşlerden birinin işlerinin
kötüye gitmesi, karşılıksız çek nedeniyle gözaltına alınmış olması halini ilgili
daire, m. 206'daki 2. ve 3. bentlerde yazan sebeplerin gerçekleştiğini kabul
etmiştir .
i. Birlikte yaşamaya Ara Verilmesi Halinde
Bilndiği üzere eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği
veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına
sahiptir. Bu durum TMK'da da hüküm altına alınmıştır.
MADDE 197.- Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya
ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin
istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından
yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması
veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki
istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki
ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.
Madde 197/I'de anıldığı halde birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe
dayanıyorsa hakim, eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır (m. 197/II).
Öğretide hâkimin eşlerin mallarının yönetimine ilişkin alacağı tedbirlerin
olağanüstü mal rejimi olan mal ayrılığına geçiş olacağı ileri sürülmektedir .
ii. Haklı Nedene Dayalı Olarak Olağanüstü Mal Rejimine Geçiş
aa. Genel Olarak Haklı Sebep
Haklı sebepler kanunda sayma yoluyla belirtilmemiştir. Her olayın özeliğine göre
hakim takdir edecektir. Yargıtay bir kararında; eşlerin fiilen ayrı yaşıyor
olmalarını tek başına, TMK 206. maddesi uyarınca haklı sebep olarak
yorumlanamayacağını ve bu halin mal ayrılığına geçilmesi için yeterli neden
sayılmayacağını belirtmiştir .
bb. Kanuni Örneklemeler
Kanunda bazı durumlarda haklı sebebin varlığı karine olarak kabul edilmiş ve bunlar
örnekleme yoluyla sayılmıştır. Şu hallerde haklı sebep vardır:
• Diğer eşe ait malvarlığı borca batık ise veya mal ortaklığında ortaklıktaki payı
haczedilmiş ise,
• Diğer eş, istemde bulunan eşin veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş
ise, (örneğin, diğer eşin hiç çalışmaması, birlik giderlerine ve birliğe hiçbir
katkıda bulunmaması, sorumsuz ve hesapsız şekilde borçlanması)
• Diğer eşin, ortaklık malları üzerinde bir tasarruf işlemi yapılması için gereken
rızasını haklı bir sebep olmaksızın esirgemesi,
• Diğer eşin, istemde bulunan eşe, mal varlığı, geliri, borçları veya ortaklık
malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
• Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması,
Bu hallerden birinin gerçekleşmesi halinde, eşlerden birinin istemi üzerine hakim,
mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilecektir (m. 206).
b. Alacaklının Talebi İle Olağanüstü Mal Rejimine Geçiş
Mal ortaklığını kabul etmiş olan eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan
alacaklı da, haciz uygulamasında zarara uğrarsa, hâkimden mal ayrılığına karar
verilmesini isteyebilir. Bu durum TMK da şu şekilde hüküm altına alınmıştır.
MADDE 210.- Mal ortaklığını kabul etmiş eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan
alacaklı, haczin uygulanmasında zarara uğrarsa, hakimden mal ayrılığına karar
verilmesini isteyebilir.
Alacaklının istemi her iki eşe yöneltilir.
Yetkili mahkeme, borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir.
Alacaklının bu yönde bir istemi olursa bu istem her iki eşe yöneltilir. Yetkili
mahkeme, borçlu eşin yerleşim yeri mahkemesidir. Alacaklı tatmin edildiği takdirde,
eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, mal ortaklığının yeniden kurulmasına karar
verebilir.
c. Kanun Gereği Olağanüstü Mal Rejimine Geçiş
Eğer eşler, mal rejimi sözleşmesiyle aralarında "mal ortaklığını" kabul etmişlerse,
eşlerden birinin iflasına karar verildiği takdirde, ortaklık kendiliğinden mal
ayrılığına dönüşür. Kanun gereği olağanüstü mal rejimine geçişin bir mahkeme hükmüne
gerek kalmaksızın kendiliğinden gerçekleşeceği unutulmamalıdır.
d. Tasfiye
Yasal ve akdi mal rejiminlerinden mal ayrılığına geçildiğ takdirde, kanunda aksine
hüküm bulunmadıkça, eşler arasında önceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin
hükümlere göre yapılır (TMK 212).
MADDE 212.- Mal ayrılığına geçildiği takdirde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça,
eşler arasında önceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin hükümlere göre
yapılır.
Maddenin ifadesinde kastedilen; olağanüstü mal rejimine geçişte, önceki mal rejimi
olduğuna göre tasfiye önceki mal rejimi hükümlerine göre yapılacaktır.
2. Olağanüstü Mal Rejiminin Sona Ermesi
MADDE 208.- Eşler, her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya başka bir
mal rejimini kabul edebilirler.
Mal ayrılığına geçici gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde hakim, eşlerden
birinin istemi üzerine eski mal rejimine dönülmesine karar verebilir.
Fıkra II uyarınca, mal ayrılığına geçişi gerektiren sebebin ortadan kalkması halinde
hâkim, yine eşlerden birinin istemi üzerine, eski mal rejimine dönülmesine karar
verilebilir. Bu durum sadece olağanüstü mal rejimine geçiş nedeninin ortadan
kalkması halinde mümkündür ve ancak hakim kararıyla olur. Yine aynı madde uyarınca
da eşler, her zaman yeni bir mal rejimi sözleşmesiyle önceki veya başka bir mal
rejimini kabul edebilirler. Bu ancak eşlerin anlaşması ile mümkündür ve dikkat
edildiğinde anlaşma için olağanüstü rejime geçişi gerektiren nedenin ortadan
kalkmasına engel yoktur.
Mal ortaklığını kabul etmiş olan eşlerden birinin iflasına karar verilmesi halinde,
ortaklık kendiliğinden mal ayrılığına dönüşür (m. 209). Bu hallerde borç ifa edilmiş
ya da alacaklı herhangi bir şekilde tatmin edilmiş ise eşlerden birinin istemi
üzerine hakim, mal ortaklığının yeniden kurulmasına karar verebilir ya da eşler, mal
rejimi sözleşmesiyle edinilmiş mallara katılma rejimini kabul edebilir (m. 211).
V. EŞLERİN MAL VARLIĞINI YÖNETME-YARARLANMA-TASARRUF
Her eş, yasal sınırlar içerisinde kişisel malları ile edinilmiş malları yönetme,
bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma hakkına sahiptir.
Her eş yasal mal rejiminden önce, yasal mal rejimi süresince ve yasal mal rejimi
sona erdiğinde, malvarlığı değerleri (ister edinilmiş mal, ister kişisel mal olsun)
üzerinde mülkiyet hakkına sahiptir ve kanuni sınırlar içerisinde bunların üzerinde
dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.
stisnası, eşler arasında paylı mülkiyet konusu mallardır. Aksine anlaşma olmadıkça,
eşlerden biri diğerinin rızası olmadan paylı mülkiyet konusu maldaki payı üzerinde
tasarrufta bulunamaz.
1. Eşlerin mal varlığını yönetim, yararlanma ve tasarruf yetkisinin
kısıtlanması/Diğer eşin rıza ve onayına bağlı işlemler:
TMK'da, Aile Hukukun genel hükümlerinde düzenlenmiş bulunan, birliğin korunması için
alınacak genel önlemler suretiyle, eşlerden birinin tasarruf yetkisi kısıtlanabilir.
Mahkeme kararıyla, hukuksal işlem, diğer eşin rızasına bağlanmak suretiyle, eşlerden
birinin tasarruf yetkisi kısıtlanabilir.
Boşanma davası açılması durumunda alacaklıların korunması için, karşı eşin tasarruf
yetkisi kısıtlanabilir.
Eşlerden biri açık veya örtülü olarak malların yönetimini diğer eşe bırakarak, kendi
iradesi ile tasarruf yetkisini kısıtlayabilir.
Eşler arasında paylı mülkiyet konusu mal varsa, eş payı üzerinde tasarrufta
bulunabilmek için diğer eşin rızasını almak zorundadır.
2. Özel olarak mal varlığının kısıtlanması hali olarak TMK da düzenlenmiş bulunan
AİLE KONUTU düzenlenmesi:
Aile konutu eşlerin, düzenli olarak birlikte yaşadıkları, bütün yaşam faaliyetlerini
gerçekleştirdikleri ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları konutu ifade eder.
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira
sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki
hakları sınırlayamaz. Bu rıza alınmadan yapılan hukuki işlemlerin geçerliliğine
ilişkin genel hükümler aynen geçerli olacaktır. Bunun sonucu olarak bu rıza
alınmamışsa yapılan hukuksal işlem geçersiz olacak, rızası alınmayan eş aile konutu
ile ilgili olarak tapuda yapılmış bir işlem varsa bunun iptalini talep ve dava
edebilecektir. Rızayı sağlamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza
verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu niteliğinde bulunan ve tapuda eşi adına kayıtlı bulunan taşınmaz malın,
sahibi olmayan eş, aile konutunun satılmasını ve üzerinde ipotek vs. hak kurulmasını
engellemek için tapu kütüğüne TMK m. 194 gereği Aile Konutu Şerhi konulmasını
isteyebilir.
Aile konutu niteliğindeki ev, tapuda karşı eş adına kayıtlı ise, aile konutu şerhi
konulduktan sonra, şerh koyduran eşin açık rızası bulunmadıkça, eş, aile konutu
niteliğindeki evi satamaz.
VI. EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİN SONA ERMESİ
Mal rejiminin sona erme anı;
- Evlilik sona ermişse, boşanma davasının açıldığı tarih,
- Evlilik iptal sebebiyle sona ermişse, iptal davasının açıldığı tarih,
- Hakim kararıyla mal ayrılığına dönülmesi halinde, davanın açıldığı tarih,
- Eşlerden birinin ölümüyle sona ermişse, eşin ölüm tarihi,
- Eşlerin başka bir mal rejimini kabul etmeleri halinde, noterde mal rejimi
sözleşmesi yapıldığı tarihtir.
Tasfiyede, her eşin kişisel malları tasfiye dışında tutulacak, evlilik içerisinde
edinilen mallar tasfiyede dikkate alınacaktır. Malların mülkiyeti eşler üzerinde
kalmaya devam edecek, diğer eşe bir mülkiyet payı verilmeyecektir.
Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyede; her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri
alır. Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda
öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu
ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine
verilmesini isteyebilir.
Eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi sona erdikten sonra, eşlerden
birinin açacağı tasfiye davasında, dava açan eş mal rejimin tasfiyesini ve katılma
alacağı ile varsa değer artış payı alacağını talep edebilecektir.
Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyede, her eş, karşı eşin edinilmiş mallarının
tasfiye sırasındaki değerinin (artık değer) yarısı üzerinde KATILMA ALACAĞI hakkına
sahiptir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye
anındaki değerleriyle hesaba katılırlar. Mal rejiminin sona ermesi başka, tasfiye
anı başkadır.
Ayrıca, mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye durumunda katılma alacağından farklı
olarak, eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya
korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye
sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına
yani değer artış payı alacağına shaip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki
değerine göre hesaplanır. Bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının
başlangıçtaki değeri esas alınır.
1. Edinilmiş mallara katılma rejiminin ölüm nedeniyle sona ermesi halinde tasfiye
Evlilik birliği, eşlerden birinin ölümüyle sona erdiğinde, sağ kalan eş ve çocuklar
ve diğer mirasçılar arasında miras paylaşımı yapılmadan önce, eşler arasındaki mal
rejiminin tasfiyesi yapılır. Sağ kalan eş ölenin "edinilmiş mallar"ının yarısını
aldıktan sonra miras paylaşımına geçilir. Tereke, ölen eşin "edinilmiş mallarının
yarısı ile kişisel mallarından" oluşur. Miras paylaşımına geçildiğinde çocukları ile
birlikte mirasçı olan sağ kalan eş, ¼ miras payı alır. Eğer evlilik süresince
oturulan ve mülkiyeti ölen eşe ait olan "aile konutu" var ise, sağ kalan eşe aile
konutu mülkiyetinin "miras hissesine mahsuben" kendisine verilmesini isteme hakkı
tanınmıştır.
VII. TASFİYEDE GÖREV VE YETKİ
1. Yetki
İster yasal rejim olan edinilmiş mallara katılma rejimi, ister sözleşmeyle kabul
edilen akdi mal rejimi olsun; eşler arasındaki veya evlilik birliğinin ölümle sona
ermesi halinde; sağ eş ile ölen eşin mirasçıları arasındaki bütün mal rejiminin
tasfiyesine ilişkin davalarda aşağıdaki yetki kuralları geçerlidir.
a. Mal rejiminin ölümle sona ermesinde yetki
Mal rejimi, ölümle sona ermişse, ölenin son yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (m.
214/I).
b. Boşanma ve evlenmenin iptali nedeniyle mal rejiminin sona ermesinde yetki
Boşanmaya, evliliğin iptaline karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan
mahkeme tasfiye davalarında da yetkilidir (m. 214/II).
c. Mal ayrılığına karar verilmesi nedeniyle tasfiyede yetki
Hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, mal ayrılığına karar
veren mahkeme tasfiye davasında da yetkili olan mahkemedir (m. 214/II).
d. Genel olarak diğer hallerde yetkili mahkeme
Yukarıda sayılan haller dışındaki diğer durumlarda, davalı eşin yerleşim yeri
mahkemesi tasfiye davalarında yetkilidir (m. 214/son).
2. Görev
Görev aile mahkemesine, o yerde henüz aile mahkemesi kurulmamışsa bu sıfatla ilgili
asliye hukuk mahkemesine aittir. Bu konuda aile mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye
hukuk mahkemesinin davaya "aile" sıfatıyla baktıklarını belirtmelidirler.